BAY'IM LÜTFEN BAY'AN DEMEYİNİZ!
Mart 8, 2018
İnsanlık tarihi boyunca farklı dünya düzenlerinde ve farklı coğrafi bölgelerde kadının statüsü hep değişkenlik göstermiştir. Bazı toplumlarda erkek ile aynı statü, yetki ve yönetim hakkına sahip iken bazı toplumlarda ise; ikinci sınıfa atılmış, kötü muamelelere maruz kalarak pek de insani olmayan ithamlarla karşı karşıya gelmişlerdir.
Geçmişten günümüze kadar kadın; hep varoluşunu ispatlamaya, gerek fiziki gerek erkek kült yapıya karşı bir savaşın içinde olmuştur. Günümüzde de bu savaşı devam etmektedir ve maalesef bir yüzyıl daha devam ettirmek zorunda kalacaktır. Erkek egemen toplumlarda durum daha vahim iken; herhangi bir gelişmiş medeniyette bile geçmişten gelen kalıplaşmış düşünceler, bireylerin doğduktan sonra sosyal çevreleri tarafından gördükleri, duydukları tüm büyük/küçük her bir küçük kırıntı, bugünki toplumum temel düşünce ve hareket tarzını oluşturmaktadır.
Şimdi gelelim yazımızın başlığına “Bay’ım lütfen Bay’an demeyiniz” derken aslında kadının tarih sahnesinde şimdiye kadar gelmiş olduğu konumu gösterir çok iyi bir örnektir. Çünkü insanoğlunun, yani erkek ve buna kadınların da dahil olduğu, bilinçaltı meselesi burada kendini çok iyi bir şekilde ortaya koyar. Bu terim kadını erkeğin bir türevi gibi gösterir; hep arkasından gelen, ona bağımlı olan ve şahsi fikrim olarak küçümseyici bir söylem olarak kendini ele verir.
Öncelikle bir birey yetişirken/yetiştirirken; gereken bilincin sağlanması tüm toplum olarak en tabii görevimiz olmalıdır. Tüm eğitim sistemimizde çocuklarımıza bu bilinçin küçük yaşta verilmeye başlanması en birincil görevimiz olmalıdır. Bunun sağlanmaması halinde “eşitlik” bilincini almayan bir çocuk, günümüzde her kadının yaşadığı sıkıntının gelecekte de yaşanacağının göstergesi olarak karşımıza çıkacaktır. Yarım kalmış, dikkate alınmamış, önemsenmemiş her bir durum günümüzdeki sıkıntıların temelini oluşturmaktadır.
Sosyo-ekonomik & siyasi engellere ve kısıtlamalara rağmen; günümüzde kadın, sesini bu kalıplaşmış düşünce tarzına, haksız ve ahlaki olmayan düzene karşı yükseltmiştir. Tüm kamusal ve sosyal platformlarda kişilik ve ekonomik haklarına yönelik her türlü saldırı girişimine bireyci ve çoğulcu yapılarıyla karşı durmaya çalışmaktadırlar. Türkiye’de de her türlü haksızlığa ve iyi görünümlü ayrımcı uygulamalara karşı gösterilen tepkiler kadınlarımızın ne kadar azimli ve savaşçı olduklarını göstermektedir.
Global anlamda örnek vermek gerekirse, uluslararası markaların reklamlarında evli çiftlerin birlikte ev işlerini yaptığını gösteririr çalışmaları, uluslararası kadın girişim organizasyonlarının oluşması ve birçok dev marka ve müşterinin bu organizasyonlara üye olması, bu yönde tedarik zincirinde bu uygulamalara yer vermesi bu savımızı doğrular niteliktedir. Intertek Türkiye olarak iş hayatında cinsiyet eşitliği sağlanması ve kadının iş hayatındaki yerinin güçlenmesi için sektörmüzde öncü olarak başlattığımız “İş’te Eşit Kadın” sertfika programı ile tüm Türkiye’de bilincin artmasını hedeflemekteyiz.
Yazımı sonlandırırken İşin biraz da duygusal boyutundan yaklaşmak istiyorum. Türk toplumunda çok iyi bilinen bir doğru vardır. Bir babanın yokluğunda anne bir baba olur aynı zamanda bin tane de anne. Ancak bir annenin yokluğunda ise bir baba yarım baba olur, kör olur, önünü göremez rehberlik edemez ve maalesef çok küçük örnekler dışında çocukların yetiştirilmesinde başarısız olur. Bu acı olduğu kadar çok doğru bir gerçektir. Çünkü kadın çok yönlü bir üretim ve sevgi çemberidir: doğurur, çalışır, yönetir, büyütür ve etrafında kocaman bir dünya oluşturur. .
Şems-i Tebrizi’nin çok anlamlı bir sözü vardır; "Kadın; bilmeyene 'nefs', bilene 'nefes'tir." Dünya kadınlarının hep mutlu olduğu bir dünya yani mutlu bir dünya diliyorum.
Faruk Ateş
Tedarikçi Yönetimi Bölümü
Satış ve Pazarlama Uzmanı
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Bize bir istek gönderin